Psychiatry and Clinical Psychopharmacology
POSTER PRESENTATIONS

Vasopressin might be a trait marker for bipolar affective disorder

1.

Department of Psychiatry, School of Medicine, Erciyes University, Kayseri - Turkey

2.

Psychiatry Clinic, Kırşehir Education and Research Hospital of Ministry of Health, Ahi Evran University, Kırşehir - Turkey

3.

Department of Biochemistry, School of Medicine, Erciyes University, Kayseri - Turkey

Psychiatry and Clinical Psychopharmacology 2012; 22: Supplement S67-S67
Read: 1068 Downloads: 479 Published: 26 March 2021

Objective: The aim of our study was to explore the serum levels of vasopressin in patients with bipolar affective disorder (BD) during manic episode, depressive episode, remission and after treatment response is observed.

Method: Sixty-seven patients with BD and 24 healthy controls were enrolled in the study. All subjects were evaluated at the onset of the study and a second evaluation was carried out after the treatment response in patients with manic and depressive episodes.

Results: Serum levels of vasopressin in manic or depressive episode and remission groups were statistically significantly lower than those of the control group . After observing the treatment response, serum levels of vasopressin in manic episode group were statistically significantly lower than those the control group, while serum levels of vasopressin in depressive episode group were statistically significantly higher than those of the remission group There was no statistically significantly difference in serum levels of vasopressin between pre- and post-treatment response in the manic or depressive episode groups.

Conclusion: The finding that the serum levels of vasopressin were statistically significantly lower in patients with BD during manic episode, remission and after observation of treatment response in manic episode group than those of the controls might be a trait marker for BD. Furthermore, this finding may indicate that there is a decreased secretory capacity of hypothalamus for vasopressin due to atrophy. Though, the findings that the difference in the serum levels of vasopressin between depressive episode and controls was disappeared after the treatment response, and that the serum levels of vasopressin were statistically significantly higher in depressive episode group after the treatment response than those of the remission group can be an indicator of the treatment response or explained by impact of antidepressants on this hormone.


Bipolar affektif bozukluk için vazopressin bir trait özelliği olabilir

Amaç: Bipolar affektif bozuluğu (BAB) olan hastaların manik epizodepizod, depresif epizodepizod ve remisyon dönemleri ile tedaviye yanıt sonrasında serum vazopressin seviyelerinin araştırılması amaçlandı.

Yöntem: Bu çalışmaya, DSM-IV-TR teşhis kriterlerine göre BAB Tip I tanısı konan 67 hasta ve 24 sağlıklı kontrol alınmıştır. Çalışma başlangıcında tüm gruplar ile manik veya depresif atak hastalarında tedaviye cevap (sırasıyla Young Mani derecelendirme Ölçeği veya Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçeği skorlarında %50 azalma) sonrasında ikinci kez değerlendirme yapılmıştır.

Bulgular: Gruplar arasında yaş, eğitim süresi, beden kitle indeksi, cinsiyet dağılımı ve günlük içilen sigara sayısı açısından anlamlı fark tespit edilmedi. Manik veya depresif epizod ve remisyon grubundaki hastaların serum vazopressin seviyeleri kontrol grubundan istatistiksel olarak anlamlı derecede düşüktü. Tedaviye cevap sonrası manik epizod grubunda serum vazopressin seviyeleri kontrol grubundan istatistiksel olarak anlamlı derecede düşük iken depresif epizod grubunda serum vazopressin seviyeleri remisyon grubundan istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksekti. Manik ve depresif epizodda tedavi öncesi ve sonrası serum vazopressin seviyeleri karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı farklılık yoktu.

Sonuç: Vazopressinin remisyon grubunda, tedaviye yanıt öncesi ve sonrası manik atak döneminde sağlıklı kontrollerden düşük olması BAB’ın bir trait özelliği olabilir. BAB’lı hastalarda hipotalamik atrofiye bağlı azalmış vazopressin salgılama kapasitesini yansıtabilir. Ancak depresyon atağı döneminde tedaviye yanıt sonrasında vazopressin düzeylerinin sağlıklı kontrollerle farkının ortadan kalkması, remisyon grubuna göre yükselmiş olması tedaviye yanıtın bir göstergesi olması ile veya antidepresanların bu hormon üzerine olan etkisiyle açıklanabilir. Bu bulgu unipolar depresif epizodla bipolar depresif epizodun ayırıcı tanısında kullanılabilir.

Files
EISSN 2475-0581