Objective: The aim of this study was to investigate the psychiatric symptoms in women with infertility and to evaluate the effect of the socio-demographic characteristics and disability of these patients on quality of life.
Method: In this study, 100 patients between the ages of 18-50, who were followed in Obstetrics and Gynecology Clinic of our hospital because of infertility and, who have consecutive clinic visits were included. Control group is established from a total of 100 healthy volunteers, who have similar characteristics in terms of age, sex and marital status. In all cases Sociodemographic Data Form, Hospital Anxiety and Depression Scale (HADS), Brief Disability Questionnaire (BDQ) and Short Form 36 (SF-36) were applied.
Results: The mean age of the patients was 29.7±0.5 whereas the mean age of the control group was 30.7±0.5. 40 patients and 28 control subjects were scored above the threshold in HAD- A. 47 patients and 48 control subjects were scored above the threshold in HAD-D. There was significant difference between patients and controls in terms of BDQ. One of the most important findings of this study was increased disability and negatively affected quality of life in the infertile patients, compared to control group.
Conclusion: The relationship between psychiatric factors and infertility is due to mutual interaction. The destructive effects of infertility on the individual patient and family relation on short and long term should be considered. Our results are similar with the data from the existing literature and it is also important that this study highlighs the need for a multidisciplinary approach for the treatment and follow- up of infertile patients.
İnfertilite nedeni ile başvuran hastalarda ruhsal belirtiler ve yetiyitiminin yaşam kalitesine etkisi
Amaç: Bu çalışmada, infertilite nedeni ile izlenen kadınlarda ruhsal belirtilerin araştırılması ile bu olgularda sosyo demografik özellikler ve yeti yitiminin yaşam kalitesine etkisinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Yöntem: Çalışmaya hastanemiz Kadın Hastalıkları ve Doğum kliniğinde infertilite nedeni ile takip edilen ardışık poliklinik başvuruları olan hastalar arasından seçilen 18–50 yaş arası 100 olgu dahil edildi. Kontrol grubunu ise, hasta grubundaki kişilere yaş, cinsiyet ve medeni durum açısından benzer özelliklere sahip olan kişilerden oluşturulan toplam 100 sağlıklı gönüllü oluşturdu. Tüm olgulara Sosyodemografik Veri Toplama Formu, Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği (HAD), Kısa Yetiyitimi Anketi (KYA) ve Kısa Form 36 (SF-36) uygulandı.
Bulgular: Hasta ve kontrol grubunu karşılaştırdığımızda kontrol grubunun yaş ortalaması 29.7±0.5 hasta grubunun yaş ortalaması 30.7±0.5 idi. HAD-A’dan hasta grubunda 40 olgu, kontrol grubunda ise 28 olgu eşik üstünde puan almıştır. HAD-D’den ise hasta grubunda 47 olgu, kontrol grubunda da 48 olgu eşik üstünde puan almıştır. Hasta grubu ile kontrol grubu KYA açısından karşılaştırıldığında hastalar ile sağlıklı grup arasında anlamlı farklılık bulunmuştur. Çalışmamızın en önemli bulgularından biri yeti yitiminin infertilite olgularında anlamlı oranda artmış olması ve yaşam kalitesinin olumsuz olarak etkilenmesidir.
Sonuç: Psikiyatrik etkenlerle infertilite arasındaki ilişki karşılıklı bir etkileşimden kaynaklanmaktadır. İnfertilitenin birey ve evlilik ilişkisi üzerinde kısa ve uzun dönemde ortaya çıkardığı yıkıcı etkileri dikkate alınmalıdır. Çalışmamızın sonuçları konu ile ilgili mevcut literatür verilerini destekler nitelikte olup, infertil olguların izlem ve sağaltımında multidisipliner yaklaşımın gerekliliğini vurgulaması açısından da önemlidir.