.png)
Diabetes mellitus is a chronic disease in which blood glucose levels are continuously high because of the defects in insulin activity and/or insulin production. This metabolic disorder harms many organ systems, worsens quality of life and shortens lifetime as a result of various complications. The prevalence of type II diabetes mellitus in patients with schizophrenia has been reported to be two or four times greater than in general population. Besides schizophrenia an elevated prevalence of diabetes mellitus has been reported in several other psychiatric disorders such as schizoaffective disorder, bipolar disorder and major depression. However, with wide spread use of new generation antipsychotics in recent years particularly in the treatment of patients with schizophrenia researchers reported that prevalence of type II diabetes mellitus in these patients has been increased or patients’ glucose and/or lipid profiles have been worsened. These reports have led researchers to explain the reasons of association between schizophrenia and diabetes mellitus. Clinicians should be aware of the development of metabolic syndrome as well as of diabetes mellitus in patients with schizophrenia. Nondiabetic patients who meet criteria for the metabolic syndrome represent a high risk group for cardiovascular disease and development of type II diabetes mellitus. Metabolic monitoring of patients that receiving new generation antipsychotic medication will facilitate to diagnose metabolic syndrome or diabetes mellitus and an early treatment will increase the quality of life and the lifetime of the patients. In this paper, the probable reasons of the association between schizophrenia and diabetes mellitus will be reviewed together with the diabetes mellitus or metabolic syndrome caused by the new generation antipsychotics.
Şizofreni ve diyabet: Yeni kuşak antipsikotiklerin yol açtığı diyabet veya metabolik sendrom
Diyabet, insülin aktivitesinde ve/veya insülin üretiminde bozukluk olması nedeniyle kan glikoz seviyelerinin yüksek seyrettiği kronik bir hastalıktır. Bu metabolik bozukluk, çeşitli komplikasyonların sonucu olarak birçok organ sistemini hasara uğratır, yaşam kalitesini kötüleştirir ve yaşam süresini kısaltır. Şizofreni hastalarında diyabet yaygınlığının genel nüfusa göre 2–4 kat daha fazla olduğu bildirilmiştir. Şizofrenide olduğu gibi şizoafektif bozukluk, bipolar bozukluk ve majör depresyon gibi diğer bazı psikiyatrik bozukluklarda da artmış diyabet yaygınlığından bahsedilmiştir. Bununla beraber son yıllarda özellikle şizofreni hastalarında yeni kuşak antipsikotik ilaçların yaygın olarak kullanılmasıyla, araştırmacılar, şizofreni hastalarında diyabet yaygınlığının arttığını veya hastaların glikoz ve/veya lipid metabolizmalarının kötüleştiğini bildirmişlerdir. Bu bildirimler araştırmacıları, şizofreni ile diyabet birlikteliğinin nedenlerini açıklamaya yöneltmiştir. Klinisyenler, şizofreni hastalarında diyabet gelişimi yanında metabolik sendrom gelişimi konusunda da dikkatli olmalıdırlar. Metabolik sendrom ölçütlerini karşılayan diyabetik olmayan hastalar, kardiyovasküler hastalık ve diyabet gelişimi için yüksek risk grubundadırlar. Yeni kuşak antipsikotik ilaç alan hastalarda metabolik yönden izlem yapılması, metabolik sendromun veya diyabetin tanısını kolaylaştıracaktır ve erken tedavi, hastaların yaşam kalitesini arttıracak ve yaşam süresini uzatacaktır. Bu yazıda, şizofreni ile diyabet birlikteliğinin olası nedenleri ile beraber yeni kuşak antipsikotiklerin yol açtığı diyabet veya metabolik sendrom konuları gözden geçirilecektir.