Psychiatry and Clinical Psychopharmacology
Original Papers

Psychotropic drugs evaluated in the context of narcotic drugs according to the new Turkish criminal law

1.

The Council of Forensic Medicine, Istanbul-Turkey

Psychiatry and Clinical Psychopharmacology 2010; 20: 314-320
Read: 1087 Downloads: 520 Published: 01 March 2021

Aim: The new Turkish Criminal Law, numbered 5237, has been legislated and implemented in 2004. The 188th article of this Act is entitled “Production and commerce of narcotic and stimulative material.” The content of the 6th paragraph of this article is a new approach in the Turkish Penal system, in which “every kind of material which is produced under the permission of public authority or is sold by prescription written by an authorized physician and shows narcotic or stimulative effect may be evaluated as a listed drug.” Legal investigations concerning some sedative, anxiolytic, or psychotropic medicines, which were previously marketed as ‘legal highs or legal narcotics,’ started with the implementation of the Act. In this context, the expert opinion of the 5th Expert Board of the Council of Forensic Medicine about these medications has been asked by concerned prosecutors or courts. In our study, we evaluated the files that were sent to the 5th Expert Board for expert opinion about this subject. The aim was to determine the physical and chemical characteristics of medications that were seized to determine whether they fell within the scope of the 6th paragraph of the 188th article.

Materials and Method: The files, which were sent to 5th Expert Board of The Council of Forensic Medicine between January 1, 2008 and December 31, 2009 for expert opinion as to whether the seized drugs were within the scope of the 6th paragraph of the 188th article of the Turkish Penal Law,number 5237, were investigated retrospectively. The files were examined in terms of the name and location of the legal organisation sending the file, the content, form, and amount of drugs, and also whether there were any other narcotic materials present within the drugs (as a mix) or as a separate dosage form in the same prosecution.

Results: Benzodiazepines were the most common medications (82.3%) among the drugs evaluated in scope of the 6th paragraph of the 188th article of the Turkish Penal Law, numbered 5237. The most frequently seized drugs in each of the two years were clonazepam, biperiden, diazepam, alprazolam, phenobarbital, ketamine, lorazepam, and zopiclone, respectively. The total number of files reduced 43% in 2009 with respect to the previous year. In more than half of the files (67%) only medications were seized and no other narcotic or stimulant materials were involved. Twenty seven percent of the files included an internationally listed drug (mostly marijuana) beside medications and the remaining six percent were confiscated together with other medically active substances, which had either stimulative or narcotic effect. The seized substances were mostly in tablet form. Although the number of tablets seized were ≤10 in 53% of the seizures, the number was greater than 1000 in four seizures (2.8 %). MDMA, an internationally listed narcotic and stimulative substance, was confiscated in two seizures together with phenobarbital and ketamine tablets. In one of the seizures, 8 different active substances were found within the ingredients of one tablet.

Conclusion: In many countries, the prescription of some medicines, that are not internationally listed drugs, is limited in order to prevent their abuse, because of their narcotic or stimulative effects beside their therapeutic effects. In Turkey there are green and red prescription regulations on this subject. However in daily life, it seems that these drugs are prescribed by various physicians for short intervals and in more than required quantities. They are also sold by various pharmacies. As there is no national computerized data base, these drugs cannot be accounted for, especially when the cost of the prescription is directly paid by the buyers. In addition, it is difficult for physicians to make a decision in a brief clinical interview as to whether the complaints of a patient are real or not. Our results have demonstrated that a certain portion of these drugs were smuggled in rather than prescribed. When the misuse of these medicines, which have addiction and abuse potential, is determined by a forensic investigation, evaluating them within the scope of 188/6 of the Turkish Penal Law has been very helpful to reduce the demand for them as narcotics. The law may also have played a role in the great reduction in the number of seizures of these materials in the second year of our study.


Yeni türk ceza kanununa göre uyuşturucu maddeler kapsamında değerlendirilen psikotropik ilaçlar

Amaç: 2004 yılında kabul edilen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile yeni bir düzenleme yapılmış ve kanunun “Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti” başlıklı 188. maddesinin 6. fıkrasında “Üretimi resmi makamların iznine veya satışı yetkili tabip tarafından düzenlenen reçeteye bağlı olan ve uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğuran her türlü maddenin uyuşturucu madde kapsamında değerlendirilebilmesine” imkan tanınmıştır. Yasanın yürürlüğe girmesiyle “yasal uyuşturucu” adı ile o tarihe kadar rahatça pazarlanan bazı sedatif, anksiyolitik ve psikotropik etkili ilaç etken maddeleri hakkında yasal süreç işletilmeye başlanmıştır. Bu süreçle birlikte ilgili savcılık veya mahkemelerden Adli Tıp Kurumu 5.İhtisas Kurulu’na, yakalanan ilaç etken maddelerinin kanunun 188/6. maddesi kapsamında olup olmadığı hususunda görüş sorulmaya başlanmıştır. Çalışmamızda Kuruldan bu konuda bilirkişi görüşü istenen dosyalar incelenmiştir. Çalışmada Kurulun söz konusu kanun maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini rapor ettiği ilaçların niteliklerinin saptanması amaçlanmıştır.

Yöntem: Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu’na 01.01.2008 -31.12.2009 tarihleri arasında gelen ve 5237 sayılı kanunun 188/6. maddesi kapsamında değerlendirilen dosyalar arşivimizden taranarak incelenmiştir. Dosyalar gönderen adli makam, adli makamın bulunduğu il, ilaç etken maddesinin türü, formu, miktarı, beraberinde (karışık olarak) ya da aynı tahkikat içerisinde başka uyuşturucu etkisi doğuran maddeler bulunup bulunmaması açısından değerlendirilmiştir.

Bulgular: Kanunun188/6. maddesi kapsamında değerlendirilen ilaçlar arasında benzodiazepin grubu ilaçlar ilk sırada yer almaktadır (%82,3). Her iki yılda da en çok yakalanan ilaçlar sıklık sırasına göre klonazepam, biperiden, diazepam, alprazolam, fenobarbital, ketamin, lorazepam ve zopiklon olmuştur. Dosya sayısı 2009 yılında 2008 yılına göre %43 oranında azalmıştır. Aynı olayda yakalanan ilaçların %67’sinde beraber başka bir uyuşturucu ya da uyarıcı maddeye rastlanılmamıştır. Geri kalanının %27’si uluslararası listelerde yer alan bir uyuşturucuyla (sıklıkla esrar), %6’sı ise uyarıcı ya da uyuşturucu özelliği olmayan başka bir ilaç etken maddesiyle birlikte yakalanmıştır. İlaçların sıklıkla tablet formunda oldukları saptanmıştır. Yakalanan tabletlerin %53’ünde tablet sayısı ≤10 iken, 4 yakalamada (%2,8) 1000 adedin üzerindedir. İki dosyada yakalanan fenobarbital ve ketamin maddelerinin içeriğinde uluslar arası listelerde yer alan, uyarıcı ve narkotik etkili MDMA maddesi bulunmuştur. Bu yakalamalardan birinde tek tabletin içeriğinde sekiz farklı aktif madde saptanmıştır.

Sonuç: Uyuşturucu, uyarıcı etkilerine rağmen tedavi protokollerinde yer almaları nedeni ile birçok ülkede yasak maddeler listesinde yer almayan bazı ilaç etken maddelerinin kötüye kullanımlarını önlemek amacıyla reçeteye yazılmalarına sınırlamalar getirilmiştir. Ülkemizde de bu konuda yeşil ve kırmızı reçete uygulamaları mevcuttur. Ancak pratikte bu ilaçların farklı hekimlere, birbirine yakın zamanlarda, ihtiyacın çok üzerinde yazdırılarak farklı eczanelerden temin edildiği, bu reçetelerin ücretinin satın alan tarafından doğrudan ödenmesi halinde herhangi bir ulusal kompüterize veri tabanına giriş olmadığından bu mükerrer reçetelerin tespit edilemediği görülmektedir. Hekimin bu konuda yaşadığı bir diğer güçlük ise kısa poliklinik süresi içerisinde bu ilaçları talep eden hastanın klinik yakınmalarının doğru olup olmadığının tespiti hususudur.

Çalışmamızda saptanan veriler söz konusu ilaçların belli bir kısmının reçeteye yazdırılarak elde edilmeyip kaçakçılık sureti ile ticaretinin yapıldığını göstermektedir. Bu nedenle bağımlılık ve kötüye kullanım potansiyelleri olan bu ilaçların tıbbi endikasyon dışında kullanımının adli tahkikatla tespiti halinde TCK’nin 188/6. maddesi kapsamında değerlendirilebilmesi uyuşturucu maddelerin arzının azaltılması konusunda son derece yararlı olmuş ve bir yıl gibi kısa süre içerisinde söz konusu maddelerin yakalanma sıklığında bir azalmaya yol açmıştır.
 

Files
EISSN 2475-0581