Non-convulsive status epilepticus is a clinical condition, seizures without clinical symptoms, EEG seizure activity seen in chronic non-rotating baseline situation or many seizures. The main behavioral features, a decrease in alertness or consciousness, the reaction involves prolonged and obvious symptoms, confusion. Speaking slowly and weakened, and there is no spontaneity. Fifty-year-old male patient in the last 6 months, withdrawal, insomnia, thinking of brain sync does not move his legs, not wanting to go out of the house, skepticism and inability to selfcare. Following the patient’s admission to the our hospital, we controlled biochemistry, complete blood count, vitamin B12 level, and serological tests, all results was normal. In his history, a history of medical illness is not defined. Chest radiography, cranial MRI was normal. The first arrival in the patient’s EEG was normal. The patient was diagnosed with paranoid schizophrenia, paliperidone 6 mg/gün therapy was initiated and increased to 12 mg/day. Patient did not respond to treatment with paliperidone. ECT started. After 7. sessions of ECT, confusion developed. Replasman of intravenous hydration and vitamin B supplementation started. Paliperidone dose gradually reduced to 3 mg/day. Despite the patient’s hydration and vitamin replacement, confusion continued and we asked to repeat the EEG. EEG epileptic activity was observed in the diagnosis of non-convulsive status epilepticus, diazepam 15 mg/day was added to the treatment. On the first day of Diazepam treatment, patients confusion was dramatically decreased. On the 7. day of diazepam therapy, awareness of the patient was normal, cooperative, and space-time in-person orientation was observed to be complete. At this time the result of repeated EEG was normal. The effective therapeutic dose dose of paliperidone 9 mg/day dosage was gradually increased by reducing the treatment diazepam.
EKT sonrası ortaya çıkan non-konvulzif status epilepticus
Non-konvulzif status epilepticus, konvülsiyon klinik belirtileri olmadan, EEG de birçok nöbet veya bazal duruma dönmeyen bir süreğen nöbet aktivitesinin görüldüğü, bir klinik durumdur. Başlıca davranışsal özellikler, hafif belirtilerden, uyanıklıkta yada bilinçlilikte azalmaya, reaksiyon uzaması ve konfüzyona kadar belirgin belirtileri içerir. Konuşma yavaş ve zayışamıştır ve spontanite yoktur. Elli yaşında, erkek hasta, son 6 aydır içe kapanma, uykusuzluk, bacaklarının beyniyle senkronize hareket etmediğini düşünme, evden dışarı çıkmama, özbakımını sağlayamama ve şüphecilik yakınmalarıyla başvurdu. Hastanın servise yatışının ardından yapılan biyokimya, tam kan sayımı, B12 vitamini düzeyi ve serolojik tetkiklerinin sonucu normaldi. Özgeçmişinde tıbbi hastalık öyküsü tanımlanmadı. PA akciğer grafisi, Kranial MR’da patoloji saptanmadı. Hastanın ilk gelişindeki EEG’si normal bulundu. Hastaya paranoid şizofreni tanısı konularak paliperidon 6mg/gün tedavisi başlandı ve sonrasında 12 mg/güne yükseltildi. Paliperidon tedavisiyle yanıt alınamaması üzerine EKT başlandı. 7. seans EKT’den sonra hastada konfüzyon geliştiği izlendi. Hastaya konfüzyonu nedeniyle intravenöz hidrasyon ve B vitamini replasmanı başlandı. Paliperidon dozu kademeli olarak 3 mg/güne düşürüldü. Hidrasyon ve vitamin replasmanına rağmen hastanın konfüzyonunun gerilemediğinin ve giderek arttığının gözlenmesi üzerine EEG tekrar istendi. EEG’ de epileptik aktivite gözlenmesi nedeniyle non-konvulzif status epilepticus tanısı düşünülerek diazepam 15 mg/gün dozunda tedaviye eklendi. Diazepam tedavisinin 1. gününde hastanın konfüzyonunun dramatik şekilde gerilediği izlendi. Diazepam tedavisinin 7. gününde hastanın bilincinin açık, koopere ve yer-zaman-kişi oryantasyonunun tam olduğu gözlendi. Bu tarihte tekrarlanan EEG sonucunun normal olduğu görüldü. Paliperidon dozu etkin tedavi dozu olan 9 mg/güne yükseltilerek diazepam dozu kademeli olarak azaltılarak tedaviden çıkartıldı.