Adenosine is a neuromodulator widely distributed throughout the body. Since it is continuously synthesized, it can be concluded that there is a basal adenosinergic tonus, which has inhibitory effects in general. All of the three adenosine receptors are G-protein coupled. While A1 and A3 receptor subtypes inhibit adenylate cyclase, A2 subtypes activates it. A1 and A2A receptor subtypes, which bind adenosine with high affinity, are responsible for the basal adenosinergic tonus in physiological conditions. The most widely distributed subtype, A1, is concentrated particularly in cerebral cortex, cerebellum and hippocampus. Adenosine has intense interactions with other receptor systems. There are antagonistic interactions between A1 dopamine D1 and between A2 and D2 receptors. Adenosine is implicated in physiological processes such as initiation and maintenance of sleep, modulation of arousal, and control of cerebral blood flow in response to energy demand of the brain. Adenosine is also implicated in cell-protection in pathological conditions like hypoxia and ischemia. Adenosine might be important in the pathophysiology of anxiety, epilepsy, depression, schizophrenia, Parkinson’s disease, and addiction. The current literature about the central adenosinergic system is reviewed.
Santral adenozinerjik sistem ve klinik önemi
Adenozin vücutta yaygın olarak bulunan bir nöromodülatördür. Hücre içinde ve dışında devamlı sentezlenmektedir ve dolayısıyla da metabolizmada bazal bir adenozinerjik tonustan söz edilebilir. Bazal adenozinerjik tonus inhibisyon yönündedir. Adenozin, etkilerini özgül reseptörleri aracılığı ile oluşturur. Adenilat siklazı, G-proteine kenetli bu reseptörlerden A1 ve A3 inhibe ederken, A2 aktive eder. A2 reseptörlerinin A2A ve A2B olmak üzere iki alt tipi tanımlanmıştır. Fizyolojik koşullarda bazal adenozinerjik tonustan, adenozine yüksek afinite gösteren A1 ve A2A reseptörleri sorumludur. Beyinde en yaygın bulunan reseptör A1 alt tipidir; özellikle korteks, serebellum ve hipokampüste yoğunlaşmıştır. Adenozin bir nöromodülator olarak diğer reseptör sistemleriyle çok fazla etkileşim içindedir. Adenozin A1 ile dopamin D1, adenozin A2 ile de dopamin D2 reseptörleri arasında doğrudan bir antagonistik ilişki söz konusudur. Adenozin uykunun başlatılması ve sürdürülmesi, genel uyarılmışlık halinin kontrolü ve enerji ihtiyacına göre serebral kan akımının düzenlenmesi gibi fizyolojik görevlerinin yanı sıra iskemi ve hipoksi gibi patolojik koşullarda hücrenin korunmasına katkı sağlar. Ayrıca anksiyete, epilepsi, depresyon, şizofreni, parkinson ve madde bağımlılığının da aralarında bulunduğu çeşitli hastalıkların patofizyolojisinde yer alır. Bu derlemede santral adenozinerjik sistem ile ilişkili bilgiler ve son gelişmeler güncel literatür çerçevesinde irdelenmiştir.