Psychiatry and Clinical Psychopharmacology
POSTER PRESENTATIONS

A case of insular epilepsy ongoing with obsessive trait properties

1.

Erenkoy Mental Health Training and Research Hospital, Service of Psychiatry, Istanbul- Turkey

2.

Erenköy Training and Research Hospital for Psychiatric and Neurological Diseases, Istanbul-Turkey

Psychiatry and Clinical Psychopharmacology 2012; 22: Supplement S155-S155
Read: 593 Downloads: 391 Published: 22 March 2021

Epilepsy may manifest in motor, sensory, autonomic, and psychical clinical pictures. Secondary psychiatric symptoms and psychiatric comorbidity are usually seen during the course of epilepsy. When clinical situation is adressed to a psychiatric symptom, diagnosis can easily be justified as a psychiatric syndrome if the laboratory results, neuroimaging and EEG is normal. Thus, epileptic patient is refered to a psychiatrist. This article reports an insular epileptic patient, who has got obsessive trait symptoms with normal EEG and laboratory results. Thirty years old, female patient with compaints of salivation and asphyxiation feeling attended to several clinics and had diagnoses like reflux, sinusitis, septal deviation and allergic reaction. She was also attended to a neurologist with these symptoms and four blackout history but she was referred to a psychiatrist because of lack of epilepsy diagnosis. Her complaints started during pregnancy. When her baby was vomiting, her salivation increased and she has retained a bowl at all times. She couldn’t going out because of uncontrolled salivation. She had partial improvement with 10 mg escitalopram treatment. She described herself ambitious, perfectionist and rigid person. Repeated EEG was normal. On twentieth day of hospitalization; she had a 3,5 minutes of unconscious seziure with deviation in eyes to the right and serious hypersalivation. Cranial MRI has shown left insular cortical lesions. With the diagnosis of epilepsy, 400 mg/day carbamazepine treatment was started. Escitalopram treatment was titrated up to 20 mg per day. During the control visits, salivation decreased and social skills improved. Insular region lessions are related with hypersalivation. However, intense hypersalivation as well as the patient’s interaction with her symptoms and existence of comorbid personality traits as a whole, made it possible to exclude epilepsy and all the symptoms were assessed psychiatric. Our patient is remarkably benefited from these two approaches.


Obsesif kişilik özelliklerinin eşlik ettiği insuler epilepsi olgusu

Epilepsi; motor, duyusal, otonomik ve psişik belirtilerle seyredip değişik klinik şekillerde görülebilir. Psikiyatrik manifestasyon ya da eş zamanlı psikiyatrik tanı varlığında, EEG, görüntüleme ve laboratuvar değerlendirmelerinin normal olduğu durumlarda kolaylıkla tanı atlanarak psikiyatriye yönlendirme yapılmaktadır. Bu yazıda obsesif kişilik özelliklerine sahip, normal EEG ve laboratuvar bulguları veren bir insuler epilepsi olgusu sunulmuştur. Ağızdan su gelmesi, boğulma hissi şikayetleri olan 30 yaşında kadın hasta, tekrarlayan hastane başvurularında reşü, sinüzit, septal deviasyon ve allerji tanıları ile değişik tedaviler almıştır. Nöroloji servisi, epilepsi olmadığını belirterek psikiyatriye yönlendirmiştir. Hastanın ilk yakınmaları hamileyken başlamış. Doğumdan sonra bebeğinin aşırı kusmalarının başladığı bir dönemde tükrük salgısında artma olmuş. Elinde tasla dolaşıyormuş. Sürekli tükrük geleceğini düşünerek evden çıkmaz olmuş. Başlanan essitalopram 10 mg/gün tedavisinden kısmen fayda görmüş. Kendisini hırslı, mükemmelliyetçi, katı ve kuralcı olarak tanımlamaktaydı. Dört kez bayılması olan hastaya tekrar yapılan EEG normaldi. Hasta yatışının 20nci Gününde, her iki gözün sağa deviye olmasıyla başlayıp, ciddi hipersalivasyonun ve bilinç kaybının eşlik ettiği 3,5 dakika süren nöbet yaşadı. Kranial MR’da sol insüler korteks düzeyinde lezyon saptandı. Nöroloji servisi,epilepsi tanısı ile karbamezapin 400 mg/gün başladı. Essitalopram tedavisi 20 mg/gün olarak düzenlendi. Takiplerinde tükrük salgısının yok denecek kadar azaldığı, sosyal yaşantısının düzelmeye başladığı görüldü. İnsuler bölge lezyonlarında hipersalivasyon olduğu literatürde bildirilmektedir. Ancak hipersalivasyonun bu denli yoğun olması, hastanın bu semptomla kurduğu ilişki ve eşlik eden kişilik özellikleri epilepsi tanısının atlanmasına ve belirtilerin tamamının psikiyatrik olarak değerlendirilmesine sebep olmuştur. Her iki patolojiyi kapsayan bir tedaviden hastamız büyük ölçüde fayda görmüştür.

Files
EISSN 2475-0581