Objective: There is a need for more systematical and wide-spread studies because of the methodological problems in scientific studies discussing the relationship between depression and localization.
Method: Forty patients with first-time stroke were examined prospectively during 6 month study period. The diagnosis of depression was made by using SCID P interviews and the patients were followed by using Hamilton Rating Scale for Depression Scale by a psychiatrist. The findings from the brain imaging were evaluated and classified as lesions located in anterior, posterior or medial part of either left or right hemisphere by using a standard method. The differences of lesions between the patients who developed the depression and the patients without depression were evaluated during follow-up period.
Results: The study population consisted of 40 patients; 13 women (32.5%) and 27 men (67.5%). The relationship between depression and lesion localization whether right or left hemisphere was not significant, but the relationship between depression and anteriorly located lesions was statistically significant.
Conclusion: Although previous structural imaging studies, neuropsychological examinations, and functional studies reported a relationship between development of depression and locations of lesions usually on the left anterior part of the brain, our results showed a significant relationship between depression and anterior lesions in the first-time stroke patients.
İnme hastalarında lezyon lokalizasyonu ve depresyon ilişkisi
Amaç: Bu çalışmanın amacı inme hastalarında lezyon lokalizasyonu ile depresyon arasındaki ilişkiyi araştırmaktır.
Yöntem: Daha önce hiç inme öyküsü olmayan ve çalışmaya alınma kriterlerini karşılayan 40 hasta 6 ay süreyle prospektif olarak değerlendirildi. Depresyon varlığı bir uzman psikiyatrist tarafından DSM-IV tanı kriterleri ve Hamilton depresyon skalası kullanılarak değerlendirildi. Kraniyal görüntülemelerle elde edilen lezyon lokalizasyonuna ait veriler standart bir metodoloji kullanılarak ön, orta veya arka / sağ veya sol hemisfer yerleşimli lezyonlar şeklinde sınıflandırıld. Takip sürecinde depresyon gelişen olgular ile depresyon gelişmeyen olgular arasındaki lezyon farklılıkları araştırıldı.
Bulgular: Çalışma grubumuz 13’ü kadın (%32.5) ve 27’si erkek (%67.5) 40 hastadan oluşmaktaydı. Depresyon ile hemisfer farklılığı arasında farklılık saptanmamasına karşın, ön taraf tutulumu ile depresyon arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olduğu tespit edildi.
Sonuç: Daha önce birçok yapısal görüntüleme çalışmalarının aktardığı, nöropsikolojik değerlendirmeler ve fonksiyonel çalışmalar depresyon ile sol taraf ve ön bölge lezyonları arasında bir ilişkiyi gösteren verilere benzer olarak bu çalışmada da depresyon ile ön bölge tutulumu arasında bir ilişki bulunabileceği saptanmıştır.