While voluntary 34 m ale and 21 fem ale dem ans undeveloped idiopatic parkinson outpatient being observed by Policlinic of Neurology ofGülhane Military M ed ical A cadem y (GATA) were m aking the experiment group out, Voluntary 20 m ale and female patients having no disorders except degenerative arhrosis symptoms and also being observed by the Policlinic of Physical Treatm ent and Rehabilitation were considered by a control group. Each patient group was given Sym ptom -distress C heck List-90-R (SCL-90-R), Beck Depression Inventory (BDI), State Trait Anxiaty Inventory (=S TA l) a n d quest ationaire format which contains to define sociodemographic traits. O btained data w ere com pared with Ttest ond chi-square test. Volentary 25 patients (8 wom en 17 m en) whose age 52 and 79 (mean age 67) and illness durations w ere between 3 and 22 years (mean duration 7.6 years) with Parkinson's disease were included in the study. The patients were treated and followed averagely for 12,5 months. In 14 (% 56) of the 25 patients treated with antiparkinsonien drug therapy, an im provem ent was seen. 13 of those 14 patients were using com bined therapy. In only (3 year-parkinson patients ) 1 of the 4 patients who were using only L-Dopa, a significant improvement occured, and an aggrevation occured in the other 3 patients (averagely 8 year-parkinson patients A significant improvem ent on the scale in 3 of 4 patients (averagely 14 year-parkinson patients) using L-Dopa + Biperiden combination show ed L-D opa + B iperiden cam bination would be useful during the early phases of Parkinson. The patients who w ere using L-Dopa, the m ean dosage was 5 3 9 .7 7 m g /d a y . Those patients w ere 9 ,5 year-parkinson patients. 8 o af those patients an im provem ent occured, 2 rem ain e d stable, and one s h o w ed increase in the findings. Im provem ents of 7 2 .7 % in rigidity, 6 3 .6 0 % in tremor, 7 2.7 % in posture a n d 72 .7 % in walking w ere seen. Patients in the experim ental group have significantly (P < 0 .0 5 ) m ore p sych oso m atic reactions, depression and anxiety than in the control group. This situation was m ore clear especially am ong the patients being divorced, unem ployed, elders, living alone, having another system atic diseases, low socioeconom ic status, and lo w educational level. N o significant side-effects were and withdrawal of drug was not n e e d e d over treatment period. As a result, we can say that both L-Dopa and brom ocriptin are effective in the early phases of Parkinson, but side-effects a re m ore in the patients using L-D opa. As to co m bin ed therapies, L-Dopa + B iperiden therapy is effective in the early phases, L-Dopa a n d Brom ocriptin therapy is effective in early anld late p h ases an needs low dosage a n d the side-effects are less.
Parkinsonlularda ruhsal bozuklukların araştırılması ve çeşitli antipakinsonien ilaçlarla tedaviye yanıtlarının karşılaştırılması
GATA Nöroloji ABD Parkinson Polikliniğince ayaktan takip edilen gönüllü 34 erkek ve 21 bayan, demans gelişmemiş idipotik parkinsonlu hasta, parkinson hastalarında sık görülen ruhsal bozuklukların belirlenmesi amacıyla araştırma grubunu oluştururlarken; Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon ABD Polikliniğince ayaktan takip edilen ve dejeneratif artroz yakınmaları dışında hastalıkları olmayan, gönüllü 20 erkek ve 20 bayan hasta kontrol grubunu teşkil etti. Her iki grup hastalara da Semptom-distress Çeklist-90-(=SCL-90-R), Beck Depresyon Envanteri (BDI) ve Anlık-Sürekli Kaygı Envanteri (=State-Trait Anxiety Inventory=STAI) Ve sosyodemografîk ; özelliklerini belirlemeye yönelik sorgulama formatı verildi. Bu hastalardan hastalık süreleri ortalama 7.6 yıl (3-22 yıl) olan 8 ’kadın, 17'si erkek 25 parkisonlu gönüllü hasta alınmış, Simpson ve Angus Skalasına göre değerlendirilmiştir, ve 12,5 ay takip, tedavi edilmişlerdir. Çalışmamıza aldığımız 25 hastanın 14 ’ünde (%56) antiparkinsonien tedavi ile düzelme görülmüştür. Özellikle bu 14 hastanın 13’ü kombine ilaç tedavisi görmüştür. Tek başına L-Dopa kullanan 4 hastanın yalnız 1’inde (yıllık parkinson hastası) önemli düzelme olmuş, diğer 3 ’ünde (ortalama 8 yıllık parkinson hastası) agrevasyon görülmüştür. L-Dopa + Biperiden kombinasyonu kullanan 4 hastanın (ortalama 14 yıllık parkinson hastası) 3'ünde skalada belirgin düzelmenin olması parkinsonun erken evrelerinde L-Dopa + Biperiden kombinasyonunun faydalı olabileceğini göstermiştir. L-Dopa + Bromokriptin kullanan 11 hasta ortalama 17.91- m g /g ü n bromokriptin + 53 9 .7 7 mg/gün L-Dopa kullanmışlardır. Bunlar ortalama 9 ,5 yıllık parkinson hastasıdırlar. Bu tedavinin uygulandığı hastaların 8 ’inde belirgin düzelme olmuş, 2'si stabil kalmış 1 'inde belirtelerde artma görülmüştür. Rijiditede % 72.7, tremorda % 63.60, postürde %72.7, yürüyüşte % 72.7 oranında düzelme olmuştur. Tedavi süresince hastalarda p ek fazla yan etkiye rastlanmamış ve ilaçların kesilmesini gerektirmemiştir. Sonuç olarak diyebiliriz ki, Parkinsonun erken devrelerinde hem L-Dopa hem de bromokriptin yalnız başına etkilidir. Fakat L-Dopa kullananlarda yan etkiler daha fazla olmaktadır. Kombine tedavilerde L-Dopa + Bromokriptin hem erken devrede hemde geç devrede etkili olmakta, ayrıca daha düşük doz gerektirmekte ve yan etkiler daha az olmaktadır.Araştırma grubu hastalarında kontrol grubuna göre SCL-90-R skorları depresyon ve anksiyete anlamlı olarak (P.<0.05) yüksek bulundu. Bu durum özellikle daha yaşlılarda, hastalık süresi uzun olanlarda, sosyoekonomik ve eğitim düzeyi düşük olanlarda, işsizlerde anlamlı olarak (P.<0.05) daha belirgindi.