Objective: To evaluate the rates and associated variables of electroconvulsive therapy (ECT) use among the somatic treatments applied in a University Psychiatry Service in Turkey.
Method: Subjects who are admitted to the inpatient unit of the Dokuz Eylul Medical School, Department of Psychiatry (DEMSDP) are evaluated for the ECT use between the years 2001-2003.
Results: Among the 341 patients treated with a somatic treatment at the inpatient unit of the DEMS-DP; 56 (%16,4) have been treated with ECT. The ratio of ECT use to the psychopharmacologic intervetions has been found as 56/283(≅1/5,1). Among the 56 patients who have been treated with ECT, 6 patients have been readmitted to the inpatient unit of the DEMS-DP during the two years of the study. Accordingly, a relapse rate (based on the conviction assuming readmitted cases representing a population with a moderate to severe relapse) of about %10,7 was calculated.
Conclusions: Electroconvulsive therapy remains one of the most effective treatments among the existing somatic treatments. This study provides an evidence for the efficacy of ECT by documenting the favorable frequency and response rates of ECT use in a university clinic in Turkey.
Bir üniversite hastanesi yataklı psikiyatri servisinde uygulanan somatik tedaviler arasında elektrokonvülzif tedavinin yeri
Amaç: Elektrokonvülzif tedavi (EKT)’nin yataklı psikiyatrik tedavi merkezlerinde ne oranda ve nasıl bir yaklaşımla uygulandığını incelemek.
Yöntem: 2001-2003 tarihleri arasında Dokuz Eylül Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı (DEÜPA) Yatan Hasta Servisinde yatarak tedavi gören tüm olgular incelenmiş ve bu tarihler arasında psikofarmakolojik tedavi uygulanan ve EKT uygulanan hastaların dökümü yapılmıştır.
Bulgular: 2001-2003 arasındaki iki yıllık süre içinde DEÜPA Servisinde yatarak somatik tedavi uygulanan 341 hastadan 56’sına (%16,4) EKT uygulanmıştır. Yatarak tedavi gören hastalarda EKT-psikofarmakolojik tedavi oranı 56/283(≅1/5,1) olarak bulunmuştur. EKT uygulanan hastaların nüks açısından incelenmesi amacıyla, bu hastaların yüzde kaçının çalışma süremiz olan 2 yıl içinde yeniden kliniğimize yatırılarak tedavi edildikleri incelenmiş ve 6 hastanın (%10,7) ikinci kez yatırılarak tedavi edildikleri saptanmıştır.
Sonuç: Yüksek ve hızlı yanıt oranları nedeniyle EKT, psikiyatrik hastalıklarda uygulanan biyolojik tedaviler arasındaki yerini korumaktadır. Bu çalışmanın Türkiye’deki bir üniversite kliniğinde EKT kullanımı ve başarı oranları ile ilgili sağladığı veriler; EKT’nin etkin bir tedavi yöntemi olduğunu ve uygun koşullarda birinci sıra tedaviler arasında yer alması gerektiğini desteklemektedir.