Psychiatry and Clinical Psychopharmacology
Original Papers

Personality traits of schizophrenic patients in remission and their first-degree relatives: a dopaminergic and glutamatergic gene polymorphism study

1.

Adnan Menderes University, Medical Faculty Department of Psychiatry, Aydin - Turkey

2.

Tunceli State Hospital, Tunceli - Turkey

Psychiatry and Clinical Psychopharmacology 2013; 23: 138-148
DOI: 10.5455/bcp.20130308015536
Read: 987 Downloads: 566 Published: 19 February 2021

Objective: The dopaminergic and glutamatergic systems are of major interest in the etiology of schizophrenia and supposed endophenotypes such as personality traits. In the present study, we investigated the association between the catecholO-methyltransferase (COMT) gene P2 promoter rs2075507, Val/ Met (rs4680), the dopamine transporter gene (DAT1) VNTR and the glutamate transporter gene (SLC1A2) promoter -181A/C polymorphisms, and personality traits as well as symptomatic features in schizophrenia.

Methods: There were 112 healthy subjects, 51 schizophrenic patients in remission for at least six months and 45 first-degree relatives of the patients enrolled in the study. The samples were genotyped for the COMT P2 promoter rs2075507, Val/Met, DAT1 VNTR and SLC1A2 promoter -181A/C polymorphisms and assessed with the Temperament and Character Inventory (TCI). Schizophrenia patients were also evaluated using the Operational Criteria Checklist for Psychotic Illness (OPCRIT) for each of the five factor-derived scales (negative symptoms, delusions, hallucinations, mania, and depression) and The Positive and Negative Symptom Scale.

Results: Our findings demonstrate that schizophrenic patients, even after remission, had a different personality pattern from controls, showing higher scores in harm avoidance and selftranscendence and lower scores in novelty seeking, persistence, selfdirectedness and cooperativeness. First-degree relatives of patients also had profiles distinguishable from those of the patients only by intermediate levels of harm-avoidance and higher levels of cooperativeness. In the association of genotypes and personality, COMT Val/Met polymorphism was not associated with personality in patients or in healthy subjects. Another functional polymorphism in the COMT gene the P2 promoter rs2075507 G allele was associated with significantly higher novelty seeking scores in patients than was the A allele. DAT1 VNTR long alleles (10 or 11 repeats) were demonstrated to show a non-significant trend to association with higher self-transcendence scores than in those with the short alleles (3, 7, 8 or 9 repeats) in control samples and patients. In SLC1A2 promoter -181A/C polymorphism, the C allele was significantly associated with higher self-transcendence scores than in those with the A allele in healthy subjects. We did not find any associations between the psychotic symptom dimensions of patients and DAT1 VNTR, SLC1A2 promoter -181A/C and COMT Val/Met polymorphism; however, COMT P2 promoter rs2075507 polymorphism showed an association with the delusion and mania factor scores.

Conclusions: Schizophrenia may be associated with different personality patterns from controls and some personality dimensions may be associated with the appearance of psychotic symptoms. The same genes may be responsible for the development of the disease, with personality patterns seen in at least one group of patients.


Remisyondaki şizofreni hastalarında ve birinci derece yakınlarında kişilik özellikleri: dopaminerjik ve glutamaterjik gen polimorfizmi çalışması

Amaç: Dopaminerjik ve glutamaterjik sistem, şizofreninin ve şizofreni ile ilişkili olduğu öngörülen kişilik özellikleri gibi endofenotiplerin etyolojisinde önemli ilgi alanları arasında yer almaktadır. Bu çalışmada katekol-o-metil transferaz (COMT) geni P2 promoter rs2075507 ve Val/Met (rs4680) polimorfizmleri, dopamin transporter geni (DAT1) VNTR ve glutamat transporter geni (SLC1A2) promoter 181A/C polimorfizmlerinin kişilik özelliklerinin yanı sıra şizofreninin semptomatik özellikleri ile ilişkisinin araştırılması amaçlanmıştır.

Yöntem: Çalışmaya 112 sağlıklı kontrol, en az 6 aydır remisyonda olan 51 şizofreni hastası ve 45 birinci derece hasta yakını alınmıştır. Denekler COMT P2 promoter rs2075507, val/met, DAT1 VNTR ve SLC1A2 promoter -181A/C polimorfizmleri yönünden genotiplendirilmiş ve Karakter ve Mizaç Envanteri ile değerlendirilmiştir. Şizofreni hastaları ayrıca PANSS ve Psikotik Hastalık için Operasyonel Kriterler Kontrol Listesi’nden (Operational Criteria Checklist for Psychotic Illness/OPCRIT) elde edilen beş faktör skalası (negatif semptomlar, delüzyonlar, halusinasyonlar, mani ve depresyon) ile değerlendirilmiştir

Bulgular: Çalışmamız şizofreni hastalarının remisyon sonrasında bile sağlıklı kontrollerden farklı bir kişilik paternine; zarardan kaçınmada ve kendini aşmada daha yüksek skorlara; yenilik arayışı, sebatkarlık, kendini yönetme ve işbirliği yapmada daha düşük skorlara sahip olduklarını göstermiştir. Şizofreni hastalarının birinci derece yakınları ise hastalardan orta düzeyde zarardan kaçınma ve daha yüksek işbirliği yapma skorları ile ayrışmışlardır. Genotipler ve kişiliğin ilişkisi incelendiğinde, COMT val/met polimorfizminin hastalarda veya sağlıklı kontrollerde kişilikle ilişkisi saptanmamıştır. COMT geninde diğer bir foksiyonel polimorfizm olan P2 promoter rs2075507 G aleli, şizofreni hastalarında istatistiksel anlamlı olarak A alelinden daha yüksek yenilik arayışı skorlarıyla ilişkiliydi. DAT1VNTR polimorfizmi uzun alelleri (10 ve 11 tekrar) hastalarda ve sağlıklı kontrollerde kısa allerden (3, 7, 8 veya 9 tekrar) daha yüksek kendini aşma skorları gösterme eğilimindeydi. SLC1A2 promoter -181A/C polimorfizmi C aleli sağlıklı kontrollerde A alelinden istatistiksel anlamlı olarak daha yüksek kendini aşma puanları ile ilişkiliydi. DAT1VNTR, SLC1A2 promoter -181A/C ve COMT val/met polimorfizmleri ile hastaların psikotik semptom boyutları arasında anlamlı ilişki saptanmadı, fakat COMT P2 promoter rs2075507 polimorfizmi delüzyon ve mani skorları ile ilişkiliydi.

Sonuç: Şizofreni sağlıklı bireylerden farklı bir kişilik paternine sahip olabilir ve kişiliğin bazı boyutları psikotik semptomların görünümü ile ilişkili olabilir. Şizofrenide hastalık gelişiminden ve kişilik yapısından, en azından hastaların bir grubunda benzer genler sorumlu olabilir.

Files
EISSN 2475-0581