A consensus was reached by International Late Onset Schizophrenia Group that cases in which onset occurs between 40 and 60 be called late onset schizophrenia and that cases in which onset occurs after age 60 should be called very late onset schizophrenia like psychosis. Inconsistencies in diagnostic systems and nomenclature, coupled with a tendency among most schizophrenia researchers to ascribe late onset psychoses to organic factors, have led to such cases occupying an ambiquous position in relation to schizophrenia. In terms of epidemiology, symptom profile and identified pathophysiologies, the diagnoses of late onset schizophrenia have face validity and clinical utility. General adoption of these categories will foster systematic investigation of such patients. Both developmental and degenerative processes that affect specific brain circuitry have been implicated and intensive study of late onset patients may ultimately shed light on etiology. The purpose of this nomenclature is to clarify the position of these patients and to stimulate more research.
Geç başlangıçlı şizofreni: Bir gözden geçirme
Kırk yaşın üzerinde başlayan şizofrenik bozukluklu olguları içeren ‘’geç başlangıçlı şizofreni’’ tanısının geçerliliği, Uluslararası Geç Başlangıçlı fiizofreni Grubu’nun ortak görüşüdür. Aynı grup 60 yaşın üzerinde başlayan şizofrenik bozukluğa da ‘’çok geç başlangıçlı şizofreni benzeri psikoz’’ adını vermektedir. Böyle bir sınışamanın, yaşla birlikte göreceli olarak değişen risk etkenleri açısından yararlı olduğu savunulmaktadır. Avrupalı psikiyatristler geç başlangıçlı şizofreni tanı- sına destek vermekle birlikte, bunun erken başlangıçlı şizofreniden farkına ilişkin kanıtlar istemektedir. Amerikan bakış açısı ise, bu tanı- ların gerçekten şizofreninin bir formu olup olmadığı üzerinde durmaktadı r. Bugüne kadar yapılmış çalışmaların ciddi yöntemsel güçlükleri vardır ve terminolojik karmaşa geç başlangıçlı olguları tanımlamakta yetersiz kalmaktadır. Bu yazının amacı ‘’geç başlangıçlı şizofreni’’ tanı sının geçerliliğine ilişkin bu güne dek yapılan çalışma ve tartışmaları gözden geçirmek ve bununla ilgili olarak şizofreni ile diğer psikotik bozukluklar ve özellikle de genel tıbbi duruma bağlı psikotik bozukluklar arasındaki sınırların çok iyi çizildiği klinik çalışmalara olan ihtiyacı dile getirmektir.