Objective: Despite a large number of studies have been reported that L-type voltage dependent calcium channel (VDCC) blockers have anticonvulsant properties, in the vast majority of these experimental studies, VDCC blockers have given through systemic but not central routes of administration. The discrepancies of the anticonvulsant role of VDCC blockers may be due to a potential confounding cardiovascular effect of VDCC blockers, in pretended central action following their systemic administration. In an attempt to clarify such criticism, we examined the effects of three different VDCC blockers such as amlodipine, verapamil and diltiazem on pentylenetetrazole (PTZ)-induced seizures after their systemic intraperitoneal (ip) administration and compared these results with those obtained after their intracerebroventricular (icv) administration in mice.
Methods: Adult male Swiss-Webster mice were used in the study. After 50 min and 30 min following ip and icv. administrations of VDCCBs, respectively, each mouse received a single subcutaneous (sc) injection of 85mg/kg of PTZ and was monitored continuously for 30 min for the appearance of clonic convulsions. The latency of the on-set time of clonic seizures was also recorded.
Results: Ip administration of amlodipine (3 and 5 mg/kg), verapamil and diltiazem (30 and 50 mg/kg) significantly prolonged on-set time of the PTZ-induced seizures. By contrast, icv administration of amlodipine, verapamil and diltiazem (10, 30 and 80mg) had no significant effect on the on-set time of the seizures.
Conclusions: Our results suggest that systemic administered VDCC blockers possess anticonvulsant activity on PTZ-induced seizures. However, lack of anticonvulsant effect of centrally administered L-type VDCC blockers on PTZ-induced seizures indicates that they modulate PTZ-induced seizures by a peripheral, rather than a central mode of action.
Farelerde pentilentetrazolle indüklenen epileptik nöbetler üzerine l-tipi kalsiyum kanal blokörlerinin sistemik veya santral verilmesinin değişik etkileri
Amaç: L-tipi voltaja bağımlı kalsiyum kanal blokörlerinin antikonvulsant özelliğinin bulunduğuna yönelik birçok çalışma olmasına rağ- men bunların çoğunluğunda L-tipi kalsiyum kanal blokörleri santral değil sistemik olarak uygulanmıştır. L-tipi kalsiyum kanal blokörlerinin antikonvulsant rolleri ile ilgili elde edilen farklı sonuçlar onların farklı kardiyovasküler etkilerine bağlı olabilir. Bu nedenle, bu çalışmada, pentilentetrazol (PTZ) ile oluşturulan epileptik nöbetler üzerine değişik L-tipi kalsiyum kanal blokörlerinin etkileri hem sistemik (intraperitoneal, ip) hem de santral (intraserebroventriküler, icv) yollardan verilerek araştırıldı.
Yöntem: Çalışmada Swiss-Webster fareler kullanıldı. Farelere kanal blokerleri İP yoldan verildikten 50 dakika sonra, icv yoldan verildikten 30 dakika sonra subkutan yoldan (sc) 85 mg/kg PTZ enjekte edildi ve denekler 30 dakika süre ile klonik konvülsiyonların gelişimi bakımından izlendi. Herbir denekte nöbetlerin ilk ortaya çıkış süresi de kaydedildi.
Sonuçlar: İp yoldan verilen amlodipin (3 ve 5 mg/kg), verapamil ve diltiazem (30 and 50 mg/kg) PTZ ile oluşturulan epileptik nöbetlerin başlama zamanlarını geciktirdi. Bunun tersine icv yoldan verilen amlodipin, verapamil ve diltiazem (10, 30 ve 80mg) PTZ ile oluşturalan epileptik nöbetlerin başlama zamanı üzerine herhangi bir etki oluşturmadı.
Tartışma: Bulgularımız PTZ ile oluşturulan epileptik nöbetler üzerine sistemik yoldan verilen L-tipi kalsiyum kanal blokörlerinin antikonvulsant özelliklerinin olduğunu göstermektedir. Bununla beraber, santral olarak verilen L-tipi kalsiyum kanal blokörlerinin PTZ ile oluşturulan epileptik nöbetler üzerine antikonvulsant etki oluşturmaması bu grup ilaçların etkilerinin santral bir etkiden çok periferik olduğuna işaret etmektedir.