The number of psychotropic medications available to clinicians has grown considerably over the years. Guidelines suggests that; no solid evidence exists that any one drug works better than another in its class, and thus the choice of medication is governed largely by the profile. Familiarity with side effects also guides the choice of alternative medications when patients cannot tolerate the initial drug or when one attempts to augment an incomplete therapeutic response. Some psychopharmacogical drugs may have potentially life threating serious advers effects such as neuroleptic malignant syndrome, myocardipathy, agranulocytosis and serotonin syndrome. Although offering many advantages for schizophrenia treatment, atypical antipsychotic drugs are also associated with serious metabolic advers effects including weight gain, obesity, insulin resistance, hyperlipidemia, type 2 diabetes mellitus, and cardiovascular disease. Clinicians should be aware of patient-specific and drug related risk factors. Appropriate monitoring strategies may be useful for preventing or minimizing these side effects. In other words, understanding side effects is indispensable for the competent practice of psychopharmacology,
Psikotrop ilaçların yan etkileri ile mücadele
Klinisyenlerin kullanabileceği psikotropların sayısı ilerleyen yıllarla belirgin olarak artmıştır. Tedavi kılavuzlarında ilaçların birbirlerine karşın üstünlüklerini gösteren kanıt olmadığı belirtilmekte, bu sebeple yan etki profili ilaç seçiminde öne çıkmaktadır. Benzer şekilde, hastalar mevcut kullandıkları ilacı tolere edemediklerinde ya da yetersiz tedavi yanıtı nedeni ile güçlendirmeye ihtiyaç duyduklarında da ilaçların yan etki profilleri bize yol gösterici olmaktadır. Bazı psikofarmakolojik ilaçlar nöroleptik malign sendrom, miyokardiyopati, agranulositoz ve serotonin sendromu gibi yaşamı tehdit edebilen yan etkiler oluşturabilmektedir. Ayrıca, şizofreni tedavisinde bir çok avantaj sağlamasına karşın atipik antipsikotikler kilo artışı, obesite, insülin direnci, hiperlipidemi, tip 2 diabetes mellitus ve kardiovasküler hastalıklar gibi ciddi yan etkilere yol açabilmektedir. Klinisyenler hastaya özgü ve kullanılan psikofarmakolojik ilaca bağlı risk faktörlerinin farkında olmalıdır. Bunların uygun biçimde izlenmesi, yan etkilerin önlenmesi ve azaltılmasında yardımcı olabilir. Sonuç olarak iyi bir psikofarmakoloji pratiği için yan etkileri anlamak vazgeçilmezdir.