Psychiatry and Clinical Psychopharmacology

CASE REPORT: A PATIENT WITH BILATERAL PARAMEDIAN THALAMIC INFARCT

1.

Vakıf Gureba Hastanesi Nöroloji Kliniği

2.

GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Nöroloji Kliniği-İstanbul

Psychiatry and Clinical Psychopharmacology 1999; 9: 57-59
Read: 542 Downloads: 338 Published: 11 March 2021

In patien ts w ith diencephalic (thalam ic-subthalam ic) lesions, even if bilateral, com a often is only transient, evolvin g frequently to a sleeplike som nolence. In patien ts w ith diencephalic and m esencephalic pontine lesions, distu rb ance of conciou sness is due to d irect d isru ption of the ascending reticular activating system in the tegm entum . In patients w ith m esencephalic pontine lesions, persisten t stu por or com a is m ore frequent than hypersom nia, usually im plying bilateral m edial tegm en t d am ag e. In the case w ith n eu ro-ophtalm ologic signs accom pan yin g deep stu por, infarct zones starting from the bilateral thalam ic p aram edian parts through the 3rd ventricle lateral w'alls d o w n to bilateral p aram ed ian m esencephalic tegm en tum have been observed in the cranial CT of the patient w ho had no laterality sign. N eu rologic findings of the patient th rou gh ou t the observation over a y ear have rem ained constant.


Olgu sunumu: Mezensefalik uzanımlı bilateral talamik infarkt

Diensefalik ( talamik-subtalamik) lezyonlu hastalarda, lezyon bilateral olsa bile, koma sıklıkla geçicidir; çoğunlukla takiben somnolans görülür. Diensefalik ve mezensefalik pontin lezyonlu hastalarda şuur bozuklukları tegmentumdaki asendan retiküler aktive edici sistemin direkt hasarı ile ortaya çıkar. Mezensefalik pontin lezyonlu hastalarda, kalıcı stupor veya koma hipersomniye göre daha sıktır ve genellikle bilateral tegmental hasarı telkin eder. Derin stupor'a nöro-oftalmolojik bulguların eşlik ettiği; lateralizasyon bulgusu olmayan hastanın kranial BT'sinde her iki talamus paramedian bölümünden başlayarak, 3. ventrikül yan duvarları boyunca mezensefalon tegmentumuna uzanan infarkt alanları saptanmış olup, bir yılı aşan gözlem boyunca klinik tablo değişmeden kalmıştır.

Files
EISSN 2475-0581