Restless leg syndrome (RLS) is a sensorimotor disorder with symptoms including uncomfortable subjective sensations in the legs and the urge to move them. This common disorder affects 10% of the population and may reduce quality of life. The pathophysiology of RLS is not well understood but dysfunction of dopaminergic pathways is the most prominent theory. Antidepressants, especially SSRIs, can aggravate the symptoms of RLS. Here we present a 42 year old woman diagnosed with major depressive disorder and comorbid RLS and who had been treated with paroxetine 20 mg/day for 2 months who benefited from switching to bupropion treatment. In this case the RLS symptoms had existed for approximately 3 years but were milder before paroxetine treatment. The patient met the diagnostic criteria for RLS. We used the International Restless Legs Scale (IRLS) and Montgomery-Asberg Depression Rating Scale (MADRS) to measure the patient’s symptom severity. The severity of her depressive symptoms was similar to baseline despite the two month paroxetine treatment. Due to symptoms of RLS and her ongoing depressive complaint, we decided to switch from paroxetine to bupropion. With 150 mg/day bupropion XL treatment, her RLS symptoms improved substantially at a one month follow-up while her depression severity was not changed significantly. Due to inadequate response for depression, bupropion XL was titrated to 300 mg/ day. Her depressive symptoms improved significantly at a further one month follow-up. Comorbidity of RLS and depression was found to be as a frequent occurence reported in the literature. We concluded that bupropion, as a selective noradrenergic-dopaminergic reuptake inhibitor can be a good alternative to the SSRIs for patients, who suffer from both depression and RLS.
Depresyon ve huzursuz bacak sendromu birlikteliğinde bupropion XL kullanımı: Bir olgu sunumu
Huzursuz bacak sendromu (HBS) alt ekstremitelerde subjektif rahatsızlık hissi ve hareket ettirme ihtiyacı yaratan sensorimotor bir bozukluktur. Bu yaygın rahatsızlık toplumda %10 oranında görülmekte olup yaşam kalitesini bozabilmektedir. HBS’nun patofizyolojisi henüz tam olarak anlaşılamamış olmakla birlikte dopaminerjik yolaklarda bozulma en baskın teoridir. Bu olguda 2 aydır paroksetin 20 mg/gün kullanımı olan komorbid depresyon ve HBS tanısı alan ve bupropion tedavisine geçiş sonrası fayda gören 42 yaşında bir kadın hastayı sunuyoruz. Olgu HBS semptomlarının yaklaşık 3 yıldır mevcut olmasına karşın paroksetin tedavisinden önce daha hafif düzeyde olduğunu bildirmekteydi. Hastanın mevcut semptomları HBS kriterlerini karşılıyordu. HBS semptom şiddetini ölçmek için Uluslararası Huzursuz Bacak Skalası (IRLS- International Restless Legs Scale) depresyon şiddeti içinse MADRS (Montgomery-Asperg Depression Rating Scale) skoru kullanıldı. Hastanın depresif semptom şiddeti iki aylık paroksetin tedavisine rağmen başlangıca göre benzer şiddetteydi. HBS ve devam eden depresif semptomları nedeniyle paroksetin 20 mg/gün tedavisinden bupropion XL 150 mg/gün tedavisine geçilmesine karar verdik. 1 aylık izlemde hastanın HBS semptomlarında belirgin düzelme gözlenmesine karşın depresyon şiddetinde belirgin değişme olmadı. Depresyon açısından yetersiz yanıt nedeniyle bupropion 300 mg/gün dozuna çıkıldı.1 aylık izlemde hastanın depresif semptomlarında anlamlı derecede düzelme gözlendi. Depresyon ve HBS komorbiditesi literatürde çalışılmış ve sık olduğu bildirilmiştir. Bupropionun seçici noradrenerjikdopaminerjik geri alım inhibitörü olarak komorbid depresyon ve HBS olan hastalarda SSRI lar yerine iyi bir seçenek olabileceğini düşünüyoruz.