Psychiatry and Clinical Psychopharmacology

Biochemical and Neuroendocrinergic Indicators of Aggressive Behaviour : A Controlled Study

1.

GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Psikiyatri Servisi, Kadıköy, İstanbul-Türkiye

2.

GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Psikiyatri Servisi,Kadıköy/İstanbul

Psychiatry and Clinical Psychopharmacology 1996; 6: 66-76
Read: 611 Downloads: 437 Published: 15 March 2021

The principle aim of this research was to investigate the relationship between level of aggression and several biochemical and neuroendocrinergic parameters. In this study, level of aggression was measured by using the Retrospective Overt Aggression Scale (R-OAS), which was originally developed by Yudofsky and Silver as an Overt Aggression Scale (OAS) and then modified by Sorgi and colleagues. The aggressive group consisted of 49 male-patients (20-29 years old), both meeting DSM-IV criteria for antisocial personality disorder and displaying marked aggression. The control group consisted of 33 nonaggressive male patients (20-26 years old) who were diagnosed as major depressive according to DSM-IV classification and scored 16 points or above from the 17-item Hamilton Depression Scale (HAM-D). All of the subjects were medication free at least for 15 days when the research began. R-OAS, HAM-D, and a sociodemographic survey form were given to both groups. In order to collect biochemical and neuroendocrinologic data, blood (glycemia, urea, uric acid, creatine, SGOT, SGPT, alkaline phosphatase, Gamma-GT, total protein, albumin, sodium, potassium, calcium, direct and indirect bilirubin), sedimentation, prolactin, testosterone, T3 , T4, TSH, FSH, LH, and urine (density, pH, protein, glucose, urinobilogen, and microscopy) analyses were conducted for each subject. Besides, to measure the 5-HIAA concentrations, 24-hour urine secretions of the subjects were collected. Between groups using Student’s t-test carried out comparisons. To determine the relations among the measured biochemical and neuroendocrinergic parameters and aggression, Pearson Correlation Coefficients (r) were calculated. When the 24-hour urinary 5-HIAA concentrations of both groups were compared, it was found that mean 5-HIAA level of aggressive was significantly lower than that of nonaggressive subjects (P<0.05). R-OAS scores of the aggressive subjects were negatively and significantly, correlated to their urinary 5-HIAA levels, but there was not such a relationship for the nonaggressive subjects. Data also revealed that for the aggressive group, as the urinary 5-HIAA levels increased, the age at which the first criminal offences occurred decreased. In both groups, low urinary 5-HIAA concentrations were correlated, positively to parental violence and alcohol and/or psychoactive substance use. In the aggressive group, glycemia levels decreased as the R-OAS scores increased. Level of testosterone in aggressive subjects was significantly higher than that of nonaggressive subjects (P<0.05). While there was a negative correlation between the aggressive subjects’ R-OAS scores and their testosterone levels, there was not any similar a relationship for the nonaggresive subjects. For both groups, TSH levels and R-OAS scores were related. TSH levels increased as the R-OAS scores increased. Our findings demonstrate that there is a negative correlation between the R-OAS scores and urinal 5-HIAA level . This finding is in agreement with the previous studies in the literature showing that there exists a serotonergic malfunctioning in aggression. We suggest that the relation between glycemia levels and aggressive behaviour needs tto be investigated by utilising the Oral Glucose Tolerance Test (OGTT) and using a larger sample.


Saldırganlık davranışının biyokimyasal ve nöroendokrinolojik göstergelerinin araştırılması: kontrollü bir çalışma

Yudofsky ve Silver tarafından hazırlanmış, daha sonra Sorgi ve arkadaşları tarafından geçmişe dönük açık saldırganlık ölçeği olarak modifiye edilmiş Geçmişe Dönük Açık Saldırganlık Ölçeği (Retrospektif Overt Aggression Scale=GASÖ)’ne göre, geçmişe dönük açık saldırganlıkla biyokimyasal ve nöroendokrinolojik göstergelerin korelasyonunu ortaya koymak amacıyla bu çalışma gerçekleştirildi. Gereç ve Yöntem: Belirgin agresyonu olan, DSM-IV tanı kriterlerine göre antisosyal kişilik bozukluğu tanısı konmuş, yaşları 20-29 arasında değişen 49 erkek hasta araştırma grubunu oluşturdu. Belirgin agresyonu olmayan, Hamilton Depresyon Ğlçeğı( HAMD)’ ne göre (17 maddelik) 16 puan üzerinde almış ve yaşları 20-26 arasında değişen ,DSM-IV tanı kriterlerine göre major depresyon tanısı konmuş 33 hasta kontrol grubu olarak seçildi. Her iki gruba da saldırganlıklarının derecesini ölçmek amacıyla G/\SÖ kullanıldı. Ayrıca tüm hastalara sosyodemografik inceleme formu, HAM-D uygulandı. Tüm olgularda son 15 gündür ilaç kullanmamış olmak şartı arandı. Olguların hepsine rutin kan ( glisemi, üre, ürikasit,kreatinin, SGOT, SGPT alkalen fosfataz, y-GT, total protein, albumin, sodyum, potasyum, kalsiyum, direkt ve indirekt bilirübin) sedimentasyon, prolaktin, testosteron, T3, T4, TSH, FSH, LH ve rutin idrar ( dansite, pH, protein, glukoz, ürobilinojen, mikroskopi) tetkikleri yapıldı. İdrarda 5-hidroksi indol asetik asit (5-HİAA) seviyelerinin ölçülmesi için hasta ve kontrol grubunun 24 saatlik idrarları toplandı. Hasta ve kontrol grubuna ait veriler Student’s t testi ile karşılaştırıldı. Hasta ve kontrol grubundaki parametrelerin birbirleri ile olan ilişkileri saptamak için korelasyon analizi yapıldı ve korelasyon katsayıları (“r ” değerleri )bulundu. Bulgular: 24 saatlik idrarda 5-HİAA değerleri karşılaştırıldığında, hasta grubunun ortalama değeri anlamlı olarak düşük bulundu (p<0.05). Hasta grubunda GASÖ puanları ile idrar 5-HİAA değerleri arasında anlamlı bir negatif korelasyon varken kontrol grubunda böyle bir ilişki yoktu.Hasta grubunda idrar 5-HİAA değerlerinde azalmayla, ilk kez suç işlemenin daha erken yaşlarda başladığı görüldü. Hasta ve kontrol grubunda ise idrar 5-HİAA düzeyleri azalmayla, aile içi şiddet, alkol ve psikoaktif madde alışkanlığı arasında pozitif bir korelasyon olduğu görüldü.Hasta grubunda GASÖ puanlarında artmayla, glisemi değerleri azalmanın birlikte olduğu görüldü.Hasta grubunda testosteron düzeyleri ortalaması kontrol grubunun ortalamasından anlamlı olarak yüksekti (p<0.05). Hasta grubunda testosteron düzeyleri ile GASÖ puanları arasında negatif bir korelasyon varken, kontrol grubunda anlamlı bir ilişki görülmedi. Hasta ve kontrol grubunda TSH düzeyleri arttıkça GASÖ puanlarının da arttığı görüldü. Sonuç:Saldırganlık puanlarındaki artışla idrar 5-HİAA seviyelerindeki azalmanın birlikte görülmesi, literatürde agresyonda serotonerjik disfonksiyon olduğu gösteren bilgilerimizi destekler nitelikteydi. Saldırganlık davranışı ile glisemi düzeyleri arasındaki ilişkinin, geniş bir örneklemde Oral Glukoz Tolerans Testi (OGTT) ile daha detaylı araştırılması uygun olacaktır.

Files
EISSN 2475-0581